Aşkın Gözü Kördüğüm

Şuan bu satırları okuyan sen, ben ve daha milyonlarca, milyarlarca kişinin ağına düşmekten kurtulamadığı tuzak; Aşk. Tuzak mıdır yoksa bile bile lades dediğimiz bir oyun mu emin değilim ama zaman zaman bizi mutlu etse de çoğunlukla ‘’Kafamda Deli Sorular’’ modunda gezmemize sebep olduğu yadsınamaz bir gerçek! Peki bizi bu kadar düşünmeye iten şey ne? Gelin biraz bu konuya bakalım.

Aşk vücudumuzda öyle etkiler yaratır ki, kimyamız bir anda bizi olmadığımız biri haline getirebilir. Kalbimiz ve beynimiz birbirinden o kadar ayrılır ki aralarında tabiri caizse tam bir ‘’Soğuk Savaş’’ meydana gelir. Aslında bunun sebebi çok eskilere dayanan bir sözden farklı değil; Aşkın gözü kördür! Bu ne demek, ne anlama geliyor? Biz öyle tutuluyoruz öyle seviyoruz ki, karşımızdakini tüm kusurlarıyla kabul ediyoruz ve bundan hiç şikayet etmeyeceğimizi düşünüyoruz. Düşünüyoruz da bunu beynimizle değil, kalbimizle düşünüyoruz.

BEYNİMİZ DEVREYE GİRDİĞİNDE NE OLUYOR?

BOM! Büyük bir duygu patlaması ve dalga dalga gelen ‘’Eskiden böyle değildi, neden böyle davranıyor?’’ düşünceleri. Kendine sinirlenmek, belki de ona. Ağlamak istemek ama ağlayacak bir neden bulamamak, çoğu zaman kendi nedenini yaratmak. Günaydın Mecnun, o eskiden de böyleydi sadece şuan sen pembe gözlüklerini masanın üzerinde unuttun ve gerçekleri tek perdelik bir oyun gibi görmeye başladın!

NE YAPMAMIZ GEREKİYOR PEKİ?

Aşık olmayın. Yok canım böyle öneri mi olur saçmalama Ayten. Aşk bu dünyanın en güzel duygusu belki de tabii ki aşık olacağız, sevip sevileceğiz. Bunlar cepte kalsın. Yalnızca biraz daha analitik olmaya ne dersiniz, düşüncelerinizi ve fikirlerinizi kaybetmeden pembe gözlüklerinizi en azından yatarken başucunuza koymayı unutmadan sevin!